Yaşam

İstediğin kadar şikayet et

Yüksek Kaliteli Dokular

Hayat içerisinde istediğiniz konuya istediğiniz kadar şikayet edebilirsiniz … bu durum sizin mutluluğunuz da etkiler…
peki bu durum kimin umurunda, bunu düşündünüz mü?

Şikayet ederek birşeyler değişirmi ?

Sürekli şikayet ederek bir şeylerin değişeceğini bir yerlere geleceğinizi veya hayatınızın daha iyi olacağınızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
Şikayet etmek bumerang gibidir, diğer şikayetin önünü açar ve şikayet ettiğiniz şeylerin tekrar size dönmesini sağlar.

Sevgili arkadaşım ,
Bir şeylerin değişmesi için kendin bir çaba göstermiyorsan , bir başkasının neden umurunda olsun ki ?

Senin hayatınla akrabanla, arkadaşlarınla veya işinle ilgili sorunlar kimi ne ilgilendiriyor ki ?

Sevgili dostum kendin , kendi hayatın için bir şeyleri köklü olarak değiştirmediğin sürece, bir başkasının bu durumu değiştirmesini bekleme…

Senin mutlu olmanı
senden başkası umursamaz, senin daha iyi yerlere daha iyi işler yapmanı umursayacak tek kişi sensin !

Hayat içerisinde zaman zaman çeşitli zorluklar yaşıyoruz, bu zorluklar için bize sabır ve dayanma gücünü yine Yüce Allahtan bekliyoruz ve temenni ediyoruz.

Amenerrasulü 
Duasının bir kısmında “Allah bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar.” der.
Yani Rabbimiz bizim üzerimize yüklediği şeyler ancak gücümüzün yettiği seviyede ve sınırda oluyor.
Aynı zamanda bir başkasının yükü ile kendi yükümüz arasında fark olduğunu ve bu farkı da herkese özel kılındığını görebiliyoruz.

Sadece dert bende var diye düşünmeyin, derdi veren Allah dermanını da veriyor..

Mevlana nın dediği gibi ” Sanma ki dert sadece sende var; Sendeki derdi nimet sayanlar da var…”

Çünkü herkesin acıya ve zorluklara bakışı dayanma gücü anlama gücü farklı olduğu için herkesin durumu kendisine özel olarak imtihan edilir.

Not: Aynı zamanda bu dua içerisinde (Amenerrasulü) rabbimize nasıl dua etmemiz gerektiği bizlere öğretiliyor.

Kuranı Kerimde yaşadığımız hayat içerisinde her konu için bir ayet bulabilirsiniz.

Konuların örneklemeleri bizim başımıza gelen sorunlara nasıl bir bakış açısı ile bakacağımızı gösteriyor.

İnşirah suresinde  ;

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın ismiyle.
1- Senin için bağrını açmadık mı?
2- İndirmedik mi senden o yükünü?
3- O sırtında gıcırdamakta olan (ve bu şekilde sana eziyet veren) yükünü?
4- Senin şanını yüceltmedik mi?
5- Demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık var.
6- Evet o zorlukla beraber bir kolaylık var!
7- O halde boş kaldığında yine kalk yorul!
8- Ve ancak Rabbinden ümit et, hep O’na doğrul!

5 nci kısımda Demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık var. Rabbimiz her zorluğun sonunda bir kolaylık vereceğini kitabında bizlere anlatıyor.

Bu ayetten anlayacağımız kısım şudur, bizim kendi çabamız ile beraber aynı zamanda sabır ve duayla yardım istememiz gerektiğini bizlere öğretiliyor.

Her zorluğun sonunda verilen bir kolaylık ile , Rabbimizin bize söylediği gibi hiç bir zorluk sürekli devam etmiyor aslında.
Eninde sonunda bir kolaylık verildiğini bizlere anlatılıyor.

Bunu bilerek sabır ve dua ile yardım istememiz gerekiyor.

Sabır konusunu burada yanlış anlayan arkadaşlarımız için ufak bir anekdot açmak istiyorum, “sabır her acıya ağlayıp sızlanmak değil.”
Başa gelen sıkıntılar içerisinde sabır beklemek işimize devam etmek, hayatın akışı içerisinde süreklilik arz eden konularımıza yine eskisi gibi devam etmektir.

Çünkü kader gayrete aşıktır.

Bazı zorluklarda kimseyi yanınızda bulamadığınızda ?

Bazı durumlarda yaşadığınız sıkıntıların sadece sizin başınıza geldiğini düşünebilirsiniz.Bu bulunduğunuz duruma çok fazla duygusal bir bakış ile bakmanızdan kaynaklı olduğunu söyleyebilirim.
En yakınlarınızın bile sizi anlamadığını , sizin bulunduğunuz durumun nasıl olduğunu anlamaya bile çalışmadıklarını görebilirsiniz.

Kendinize.. beni anlamıyorlar ? derdimi kime anlatsam kiminle konuşsam diyebilirsiniz.

Bazen arkadaşlarınızı , sevdiğiniz insanları , en yakınlarınızı beni anlasa bu kişi anlar dediğiniz insanları bile yanınızda bulamadığınız anlar olabilir…

Duha suresinde ;

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın ismiyle.

1- Andolsun kuşluk vaktine

2- ve dindiği zaman o geceye ki,

3- Rabbin sana veda etmedi ve darılmadı!

4- Ve kesinlikle senin için sonu önünden (ahiret dünyadan) daha hayırlıdır.

5- ileride Rabbin sana verecek de hoşnut olacaksın!

6- O, seni bir yetim iken barındırmadı mı?

7- Seni, yol bilmez iken (doğru) yola koymadı mı?

8- Seni bir yoksul iken zengin etmedi mi?

9- Öyle ise, sakın yetime kahretme (onu horlama)!

10- El açıp isteyeni de azarlama!

11- Fakat Rabbinin nimetini anlat da anlat!

Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da.” diyerek kulunu asla terketmediğini ve ondan ümidi kesmediğini rabbim bizlere anlatıyor.

El açıp isteyeni azarlamamız gerektiğini , Rabbimizin nimetlerini anlatmaktan yorulmamız gerektiğini bizlere işaret ediyor.

Bu kısımda aslında demek istediğim olay, bizlerin sıkıntılı durumlarımızda aslında bir şeyleri anlatmak için bir insan bulamadığımız anlarda…
Rabbimizin her an bizim yanımızda olduğunu bilerek hareket etmek bize her zaman güç ve kuvvet verecektir.
Zaten Rabbimiz bu dua ile bizlere , bizim her zaman yanımızda olduğundan bahsetmektedir.

Yine Kaf suresinin 16.Ayetinde: “Andolsun ki insanı biz yarattık. Ona nefsinin ne vesveseler verdiğini de biliriz. Biz ona şah damarından daha yakınız.” buyurmuştur.

Bu ayette Allah, insana insandan daha yakın olduğunu belirtmektedir.

Bizim Yaşama bakış açımız her zaman ümit var olarak devam ederek, dua ve sabır ile Yüce Yaradan dan yardım dileyerek yolumuza devam etmektir.

Sorunlara bakış açımız nasıl olmalı ?

Her sorunun eninde sonunda yanan alev gibi sönme durumu söz konusudur.

Yeter ki biz o alevi kendi elimizle körüklemediğimiz sürece.

Hayat içerisinde yaşadığımız sorunlar ne kadar büyük olursa olsun, eninde sonunda sönme eğilimindedir.

İzzet GÜLLÜ
‘nün bu konuda çok güzel örnekleri vardır. Bunlardan biri bu konuyla çok ilgilidir.

Sobada yanan ateş örneğini verelim, sobadaki ateş sizin sorunlarınız olsun, mutfaktaki yemekte sizin hayat içerisinde yaptığınız işleriniz ve kendi gelişiminiz olsun.

Sobadaki ateşe, bu ateş nasıl yanıyor, gümbür gümbür mü yanıyor, diye sobanın başında beklerseniz. Sobadaki ateşin başında beklemenizden dolayı, mutfaktaki yemeği yakarsınız.

Mutfaktaki yemeği yakmamak için, yani hayatı kaçırmamak ve kendi işimize devam etmek için sobadaki ateşin başında beklememeyi zamanla öğrenmeliyiz.

Sorunların başında bekleyerek , kendinize soru sorma eğilimine girdiğinizde hem sorunu çözemediğinizi hem de zaman kaybettiğinizi göreceksiniz.

Sobanın başında ateşi alevlendirecek hareketlere girme sevgili arkadaşım, yemeğini yakma işine gücüne bakmaya devam et.

Bazen bu zor olabilir, zor olan şey bilinçaltımızın hala bizim sorunlarımızla ilgilenmesinden dolayıdır ki..

bu doğru yolda olduğunuzu ve giderek sorunlara bakışınızın düzeldiğini ve daha büyük sorunlar karşısında nasıl bir bakış açınız olacağınızı size öğretir.

Mutluluk arayışı ?

Neden arıyorsun ki ? aradığın ve sürekli peşinden koştuğun şeylerin senden uzaklaştığını görmedin mi ?

Bu mutluluk olayı bana bir olaydan sonra düşünmeme neden oldu, kendi kendime sordum mutluluk nedir ?

neden eskisi gibi mutlu olamıyorum veya insanlar neden mutlu olamıyorlar diye düşündüm.

Ama bir baktım ki mutlu olmak için uğraştıkça mutluluğun benden uzaklaştığını, onunla ilgilenmedikçe benim etrafımda dolandığını gördüm.

Hayat içerisinde ilgilenmediğiniz sadece kendi işinize baktığınızda istediğiniz ve niyet ettiğiniz şeyler sizin etrafınızda toplanıyor, bu bir kuraldır.

Neyi kovalarsanız sizden daha fazla kaçar.

Düşünsenize sürekli aynı şeyi bekliyorsunuz, mutlu olmak , bunu istedikçe de mutlu olamıyorsunuz.

Hayat içerisinde her şey zıttıyla vardır. Mutlu olmak istiyorsan bunun tam tersi bunu düşünmeden hareket edeceksin.

Kışı kışta yazı yazda yaşamıyorsunuz, kış gelince yazı , yaz gelince kışı istiyorsunuz, bu yaz kış kavramını mevsim olarak da algılayın veya bir şeyi isteme olarak algılayın.

Yeni kıyafetler geliyor, bir yenisi daha, yeni cep telefonu geliyor 2 gün sonra mutlu olmak için farklı şeyler, insani istekler arayışlar, sonra bir bakıyorsun tekrar başa dönmüşsün bir daha…

Bir gün uyandım elim ayağın tutuyor, nefes alıyorsun, yemek yiyorsun..dedim neyi nerde arıyorsun ?  bir insanın yapabileceği herşeyi yapabiliyorum ve yapamayanların olduğunu biliyorum.

Şükretmek, ilerlemek ,dua etmek, hepsi mutluluk bunların…
aramayın bir şeyi
kendi haline bırakın…
sizin etrafınızda dolansın hepsi
o zaman istediğinizi çekin alın..o seccadenin üstünde alnının dediği yer varya…
işte orası mutluluğun yeridir.

Rabbine en yakın olduğun yer var ya , hani sıkışıp koştuğun , yanında kimseyi bulamadığın, Allahın ben kuluma yetmez miyim dediği an !

o an işte orda mutluluk..
mutluluğu orda arayın
başka yerde aramayın.

UFUK ŞEN

Nasıl yeme içme ihtiyaçlarımızı kesintisiz olarak karşılıyorsak, öğrenme ve geliştirme ihiyaçlarımızı da sürekli kendimizi geliştirerek devam etmeliyiz.İnsanlara birşeyler verirken ve öğretirken aynı zaman da kendimizi geliştirdiğimizi de unutmayın. Sevgi ve Saygıyla..

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

MERHABA ????